ne demirin
nede bakırın
bahtı değişti yoldaş
gel eriyelim gerçeğin alevinde
dostlar süzsünler şiremizi
şişelere
saklarlar bizi
zemzem suyunu
sakladıkları gibi
bir gün
belki
kuş ruhlu biri
atar evimiz olan şişeyi
maddenin değer yitirdiğine
inandığı yerde
deniz 'e
bizse
Zamana esir düşmeyenler
akarız
çağların geçmediği ufuklardan
adressiz
deniz mektubu gibi
belki bin yıl
sonra
parçalanır cam takamız
kamçılanan kayalarda
nefesimizi karıştırır köpüklere
keşfederiz kıyıları yeniden
boyutsuz hecelerimizle doldurarak
toprak
damar
gövde
dal
çiçek
yaprak
nesi kalmış
bizi firar ettiren çağın?
nerde şehir
köprüler
saraylar
gökdelenler?
artık topraklar yine
yavşanın
ısırganın
Gün batarken
harabeli
tepelerden
zeytinimsi burunlardan
dinliyorum
çıngıraksız sessizlikte
evrenin mırıltısını
"başlayalım yeniden"
her yerden
her yere
hep aynı yankı
Başlayalım Sırdaş
Yar'in yanağından
Dost'a dostluktan
gayrı
hiç birşeye
onur tüketmeden
İstanbul-Ankara Eylul 1993
Giriş Einführung
Giriş
Bu zifiri karanlık / Çıkmazlara itiyor her arayışı / bırak çözeyim gözlerini saran bağı / Unutulmuş düşüncelerin ötesinde / bir yerdir burası /duvardaki Kireç çoktan emdi / Kederin duyguya saldığı lifleri / kalk artık / tanıyorsanda tanımıyorsanda menzili / yürü / sende yol al bu bilinmeyen sokaklarda
Einführung
Diese Nachtschwärze / treibt die Neugierde in Hungersnöte / Es ist Zeit / lass mich deine Augenbinde lösen / Du bist hier an einem Ort / fernab jeder Erinnerung / Der Kalk an den Wänden / Hat längst alle Schmerzensfäden aufgesogen / Ziehe los / ahnungslos oder bewußt / Weite auch du deinen Weg in diese unbekannte Gassen
Abonnieren
Kommentare zum Post (Atom)
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen